Röportaj: Ümit Karan (Galatasaray Dergisi)
11.06.2008 12:14
O Toplantı!
ÜMİT KARAN
“Ligin devre arasında Adnan Polat ve Haldun Üstünel’le bir toplantı yaptım. O toplantı benim için motivasyon anlamında çok önemliydi. Takımın bana ihtiyacı olduğunu söylediler. Ben de takımda kalmak istediğimi, ayrılmayı düşünmediğimi söyledim. Devre arası gelen teklifler doğrultusunda bu konuşma yapıldı zaten.Siz benden böyle bir görev bekliyorsanız, ben bu göreve hazırım. Bu takımı sırtlamak istiyorum. Bu takımı şampiyonluğa götürmek istiyorum dedim. Yöneticilerimiz de benden bunu beklediklerini ve arkamda olduklarını söylediler. Bana olan güvenleri ve motivasyonları sayesinde iyi performans gösterdim”
(Galatasaray Dergisi, Mayıs 2008, Sayı: 67)
Sezon Başı Feldkamp, bana göre o gün yanlış bir karar aldı. Evet, bir teklif vardı ama bana sorulmadı zaten, sen ne düşünüyorsun diye. Beni tanıyanlar bilirler. O yüzden benim bir sıkıntım olmadı. Hiçbir zaman da hesap vermek zorunda hissetmedim çünkü benim bu kulübü ne kadar sevdiğimi herkes bilir. Antrenmana çıktım. Bunu bana soyunma odasında sorması gerekiyordu. Orada bana göre yanlış davrandı. Sahada bir gösteri yapmak doğru değil. Bu gösteriyi bir tek bana yapmadı. Birçok futbolcuya yaptı bu sezon. Bence o konuda biraz hatalıydı.
Feldkamp giderken Gitmesini hiç beklemiyorduk. Bize bir açıklama yaptı ama kendi takdiridir. Net bir şey demedi. Teşekkür etti herkese. Futbol bu, yarın bir gün ben giderim, başkası gider. Aslolan Galatasaray’dır. Yapacak bir şey yok. Kendi kararını verdiyse bizim müdahale şansımız olamaz ki! Zamanlama ne kadar doğru, onu tartışabiliriz. Ama genel bakışta, gidişini tartışamayız. Zamanlamayı çok doğru bulmuyorum açıkçası. Ben sekiz senedir Galatasaray’da top oynuyorum. Galatasaray’ın içini, dışını bilen bir adamım. Dışarıdaki insanlar da, medya da Galatasaray’da sistemin nasıl çalıştığını biliyorlar. Feldkamp’ı futbolcular gönderdi gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Öyle olsa daha önce birçok hoca gönderilirdi bu kulüpten! Bu haberler ve yorumlar sadece bizim huzurumuzu kaçırmak amaçlıydı ama başarılı olamadılar.
Kaptan Ümit Karan Biz her zaman takım kaptanları olarak takım arkadaşlarımızla konuşuyoruz, bu yüzden de özel bir toplantı yapmaya ihtiyaç duymadık. Kalli hocamız gittikten sonra da bir konuşma oldu. Konuşmanın da özeti: “Hepimiz profesyonel futbolcularız. Burada ekmek parası kazanıyoruz. Yarın bir gün biz gönderiliriz, antrenör gider. Futbolun doğasıdır. İlk kez bir hoca istifa etmiyor ki.” Ben geçmişe bakıp bir teknik direktörü eleştirmem. Futboldan anlayan bir hocamızdı, ömrünü futbola vermişti. Mutlaka kusurları da iyi yönleri de vardı her teknik adam gibi...
Farklı bir Ümit Karan Bu sezon geçmiş sezonlara nazaran gol bölgesinden biraz daha uzak kalıyorum ama takımın buna ihtiyacı olduğunu hissederek bunu yapıyorum zaten. Topu kanatlara taşımak, orta sahaya destek olmak gibi bir ihtiyaç var. Günümüz futbolunda statik duran forvete yer yok. Durup bekleyip oynanmıyor artık futbol. Çağa uyum sağladım diyeyim. Daha eforlu oynuyorum. Tabii son dakikalarda yorulduğum zamanlar daha çok oluyor. Daha çabuk yoruluyorum ama oyun şekli olarak hoşuma gidiyor. Çok koşmanın ayrıca son vuruşlarımı etkilediğini düşünmüyorum.
Çok koşan Ümit Karan Gençlerbirliği maçını çok zor şartlar altında oynadık. Orada çok efor sarf ettim. Ondan sonra Trabzon maçında ilk 45 dakika sarf ettiğim eforu hiçbir maçta sarf etmedim. Doğal olarak ikinci yarı da düşüşe geçtim. Gençlerbirliği maçı hakikaten zordu ve üstelik 90. dakikaya kadar kazanmak için zorladık maçı.
Bu sezon attığı goller... Daha çok olabilirdi bence. İstatistiklere öyle bakmamak lazım. Ben kaç pozisyona girdim? Konya maçında bir pozisyon mesela. 10 pozisyona girer de kaçırırsan o başka. Öyle bir imkanımız yok. O kadar sık pozisyona giren bir takım değiliz. Baskılı oynuyoruz ve yakaladığımızı atmak zorundayız.
Devre arasız lig ve fikstür Biliyorsunuz, bizde geçmiş sezonlarda olduğu gibi bir ay süren devre arası İngiltere, İtalya’da da yok. Hakikaten çok da gerekli mi diye bana sorarsanız, çok da gerek yok. Burada önemli olan, mümkün olduğu kadar Ağustos ayında lige geç başlamak. Ağustos ayında 35 derece sıcakta futbol oynamak pek mantıklı olmasa gerek. Meteoroloji tahminleri artık çok gelişti. Kar yağacaksa bir bölgeye bunu bir hafta önceden bildiriyorlar. Federasyonun da bu bilgileri gözönüne alıp ona göre program yapması, gerektiği zaman da ligi ertelemesi ya da bir hafta kaydırması gerekir. Biz Konya’da bunun zorluğunu yaşadık ve beton gibi zeminde Uğur kardeşimiz sakatlandı.
Euro 2008 Ben sadece sahada formamı terletip iyi performans vermeyi hedefliyorum her maçta. Takdiri her zaman teknik adamlara bırakmak lazım. Milli takıma başarılar diliyorum. İnşallah çok iyi bir sonuç elde ederler. Çünkü burada ülkeyi temsil etmek çok önemli bir görev. Tabii futbolcu olarak herkes orada olmak, oynamak ister. Ama kadro maalesef kısıtlı.
Baba olmak... Geleceğe bakışım değiştirdi. Çok daha sorumlu olmayı gerektirdi. Eskiden daha rahat para harcayabiliyordum. Bekarken gününe göre yaşayabilen, gerekirse harcamalara çok da dikkat etmeyen, nasılsa yine kazanırız diyen bir oyuncuydum. Şimdi geleceği düşünüp yatırım yapıyorum. Ben olmazsam çocuğumun geleceği aydınlık olsun düşüncesi içindeyim. Ailemin geleceği ön planda. Sonuçta bir erkek her zaman ayaklarının üstünde durabilir. Herhangi bir işte çalışıp karnını doyurur ama günü kurtarır. Ancak bir aile babası olduğunda bu sorumluluk gelecek kaygısını ve sorumluluğunu yükler bir erkeğin üzerine.
Ümit ve Ümit Can Benim için hayatımda en değerli şey oğlum. Çocuk olduktan sonra kendi hayatımı değil onun geleceği düşünüyorum O benim bütün negatif enerjini alabilecek güçte. Eve gidip onu gördüğümde bütün yorgunluğum gidiyor. Kamplar ve deplasmanlar yüzünden evden uzak kaldığımız geceler oluyor. İnsanın aklı, nerede olursa olsun evinde kalıyor . Eşin ve çocuğun evde. Bu ne demek? Her zaman tedirginlik. Evden telefon geldiği zaman akşamları, her zaman bir korkuyla, tedirginlikle açıyorsun. Doğduğu zaman altını çok değiştiriyordum. Eşime çok destek oldum ilk aylarda. Şimdi ben dokunmuyorum! Zaten bakıcısı da var. Dolayısıyla daha rahat. Ama üstüme kaka yaptığı günü hatırlıyorum. Evde çok fazla televizyon izlemem. Evdeyken bütün ilgim tamamen eşime ve çocuğuma. Zaten evladımın uyku saati belli. Düzenli bir uyku saati olduğu için, ben 18.00’de eve geldiğim zaman, 20.00’ye kadar oynuyoruz. Zaten saat 21.00’de uyuyor.
Cassio Lincoln Çok yetenekli ve kariyerli bir futbolcu. Bizim futbolumuz Almanya’dakinden farklı. Uyum sıkıntısı çekmiş olabilir ama sonuçta ilk senesi. Bir senede bir yabancının kendini ispatlaması o kadar kolay bir şey değil. Bir de beklentiler belki çok yüksek kondu. Bizdeki baskı Avrupa futbolunda olmadığından yabancı oyuncu üzerinde stres yaratıyor. Lincoln takımla çok çabuk kaynaştı, takım içi iletişimde hiçbir zaman sıkıntı yaşamadı. Ama belki içinde bir duygusallığı vardır. Bilemediğimiz, görmediğimiz. Belki Beşiktaş maçında yaşadığı olay onu çok etkilemiştir. Biz de bilmiyoruz ki. İyi futbolcu olduğunun altını bir kez daha çizeyim ve önümüzdeki sezonlarda Galatasaray’a çok fayda getireceğine de eminim.
Barış Özbek ve Serkan Çalık İlk sene için başarılılar. Sonuçta Almanya’dan üçüncü ligden geldiler buraya. Beklentimin çok üzerinde top oynadılar. Mutlaka onların da düşüşü, yükselişi olacak. Çok doğal karşılıyorum.
Servet Çetin Servet özellikle bu sezon çok iyi bir grafik çizdi. Çok iyi bir çıkış yaptı. Hakikaten takımı sırtlayan oyuncu haline geldi. Tebrik ediyorum onu.
Gelecek Galatasaray’la iki sene mukavelem var. Sonrasına bakacağız. Zaman zaman hala teklif geliyor Avrupa’dan. Ama artık burada oturmuş bir yaşam tarzım var. Bir çocuğum var. Bunları nasıl bir teklif gelirse değiştirirsin, onu düşünmek lazım tabii ki. İnşallah futbolu Galatasaray’da bırakırım. Bir de ikinci yarı iyi oyunumu etkileyen bir faktör daha var.
Devre arasındaki toplantı Ligin devre arasında Adnan Polat ve Haldun Üstünel’le bir toplantı yaptım. O toplantı benim için motivasyon anlamında çok önemli bir toplantıydı. Biliyorsunuz, Kalli ilk yarının sonlarında beni hiç oynatmıyordu. Takımın bana ihtiyacı olduğunu söylediler. Ben de takımda kalmak istediğimi, ayrılmayı düşünmediğimi söyledim. Devre arası gelen teklifler doğrultusunda bu konuşma yapıldı zaten. Siz benden böyle bir görev bekliyorsanız, ben bu göreve hazırım. Bu takımı sırtlamak istiyorum. Bu takımı şampiyonluğa götürmek istiyorum dedim. Yöneticilerimiz de benden bunu beklediklerini ve arkamda olduklarını söylediler. Bana olan güvenleri ve motivasyonları sayesinde iyi performans gösterdim. Onlara buradan teşekkür etmek istiyorum. Teşekkür etmem gereken bir kişi daha var da Cevat (Güler) Hocam. O beni ikinci yarıya iyi hazırladı. Takımdan ayrı da çalıştım, bana özel idmanlar hazırladı. Sahada verdiğim savaşın mimarlarındadır Cevat Hoca...
13 Haziran 2008 Cuma
|