ultrAslan Yazı Dizisi (2)
2.Gün 16.01.2007
ultrAslan fırtınası
Bir tribünün en önemli unsuru taraftar tezahüratı olduğu kadar, açılan pankartlardır..
***
Pankartların dili
Bir tribünün en önemli unsuru taraftar tezahüratı olduğu kadar, açılan pankartlardır.. İşte ultrAslan'ın kuruluşunun hemen başlarında Şampiyonlar Ligi'nde Deportivo ile oynanan maç için hazırladığı pankart da bunlardan biri. Çünkü o günün büyük önemi var. 14 Şubat 2001'de yani "Sevgililer günü"nde açılan "Only you (Sadece sen)" yazılı pankart, ultrAslan'ın evrensel kimliğini yansıtması kadar verilen emeği de ortaya koyuyor.
ultrAslan, ismini aldıktan sonra tribüne çok hızlı bir giriş yaptı. 14 Şubat Sevgililer Günü'nün Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde kendi evinde oynayacağı Deportivo La Coruna maçına denk gelmesi, ultrAslan'ın ilk tribün organizasyonunu gerçekleştirmesine ilham kaynağı oldu. Kapalı'da açılan "Dev Kalp" tasarımlı bayrak, hem Sevgililer Günü'nde taraftarın takımına mesajını veriyor hem de tribünlerde ortaklaşa dayanışmayla, öncesi ve sonrasıyla muhteşem bir organizasyon gerçekleştiriliyordu. Aynı maçta, organizasyon ve ultrAslan hakkında hazırlanan broşürler tribünlere dağıtıldı. Galatasaray camiası ultrAslan ismiyle ilk kez orada tanıştı. (Maçı da Galatasaray 1-0 kazandı.) ultrAslan'ın ikinci büyük "Tribün Şov" etkinliği Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki kritik Milan maçı için düşünülen dev bayrak oldu. Milan'ı 2-0 yendiğimiz bu maçtaki devasa bayrak, ülkemizin bu ölçekteki ilk bayrağı olarak tarihe geçti. Açık tribünün tümünü kapsayan bu bayrak, 4.850 m2. boyutlarında ve yaklaşık 2 ton ağırlığındaydı. Gerek yapılışı ve stada taşınması, gerekse bazılarının sık sık yaptığı gibi "papyon" olmadan açılması, önceden iyi planlanmış bir organizasyon ve geniş katılımlı işbirliği gerektiriyordu. Tüm ultrAslan'lar, 10 yaşından 60 yaşına kadar herkes bu organizasyonda elbirliğiyle, yağmur altında yılmadan çalıştı ve sonuç tüm dünya basınının ertesi gün övgüyle bahsettiği büyük "Tribün Şov" oldu... Milan maçı için yapılan hazırlıklar sadece büyük bayrakla sınırlı değildi. İtalyan tribünlerini anımsatan sopalı pankart çalışması da yapıldı. Ülkemizde ilk kez bu sayıda (yaklaşık 850 adet) sopalı pankart hazırlanmıştı. Her biri özgün birer "art-grafiti" olan pankartlar, taraftarın takımına olan sevgisini ve günceli yansıtıyordu.Gerçek yaratıcılığı yansıtan sopalı pankartlar, her zaman olduğu gibi Türk basınının ilgisini çekmedi. Ama Şampiyonlar Ligi maçlarına gelen yabancı gazeteciler, ertesi günkü ve sonraki baskılarında Ali Sami Yen Cehennemi'ni yansıtan fotoğraflarında ultrAslan'ın sopalı pankart resimlerini kullanıyordu. ultrAslan'ın bu organizasyonu, bu etkinliğin en yaygın uygulandığı yer olan İtalya'da bile yankı buldu ve İtalyan taraftar siteleri, Galatasaray tribünlerindeki etkinlikleri kendi aralarında uygulama konusunu tartışmaya başladılar.
Meriç Tunca
Bir ultrAslan'ın anısı
Otobüste değilsin ki.
İstanbul'dan 7 otobüs gitmiştik İzmir'deki cezalı maçımıza. Sebahattin Reis ve Yılmaz Başkan otomobille hareket etmişler; Alpaslan ağabey de, makarası daha bol diye, otobüsle gelmişti. Aynı otobüsteydik. Gidiş yolculuğu esnasında herşey çok güzeldi, maç da çok güzel geçmişti. Galibiyetimizi almış keyifli keyifli dönüyorduk İstanbul'a. Gece maçıydı. Susurluk civarına vardığımızda artık saat gece yarısını geçmişti. Karnımızı doyurmak için 7 otobüs ve bir otomobil halinde konaklama yerinde durduk. Buraya gelene kadar Alpaslan ağabey yine ilk otobüsteydi. Neyse, yemekler yendi otobüsler hareket etti. Ama ilk otobüste yoktu Alpaslan ağabey. Sonradan öğrendik ki, tüm otobüslerin hareket etmesini beklemiş ve son otobüse binmiş. Susurluktan yaklaşık 10-12 km. ayrıldıktan sonra Sabahattin Reis Alpaslan ağabeye telefon açıp "Yılmaz çok yorgun, sen otobüsten in de arabaya gel, sohbet ede ede gidelim yoksa Yılmaz uyuklayacak" demiş ve eklemiş; "Senin otobüsün tam arkasındayız." Alpaslan ağabey de "Tamam Reis, uygun bir yerde iner arabaya geçerim" demiş. Ve otobüsten inmiş... Ama bir bakmış ne gelen var, ne giden! Otobüsler uzaklaşmış, araba yok, zifir karanlık ve en yakın yerleşim birimi 10 km. geride kalmış... Telefonunun şarjı da bitmek üzere.. Alpaslan abi Reis'i arıyor cep çekmiyor. Başlamış Susurluk tarafına doğru yürümeye. O sırada Reis aramış "Sen bu otobüste değilmişsin ki! Biz seni ilk otobüste sanıyorduk" demiş. Ve 50 km. ileriden geri dönüp Alpaslan ağabeyi yolun ortasından almışlar. Tabi bu hikayeyi onlardan dinlemek çok daha keyifli olacaktır, çünkü feribot beklerken hepimiz gülmekten kırılmıştık.
Gazeteci gözüyle
ultrAslan'la gelen...
İstanbul Bahçelievler Engelliler Spor Salonu'nda Galatasaray ile Cadbury İstanbul Engelli Yıldızlar Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımları Süper Lig'in ilk maçına çıkıyorlar. Tribünlerde yaklaşık 150 ultrAslan... Bu gençler, çoğunlukla Yıldız Teknik Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri ve onların arkadaşları... 1,5 saat süreyle tek bir kötü tezahürat yapmadan, susmamacasına takımlarını destekliyorlar. Salondaki atmosfer harika. Maçtan önce tahrike dayalı küçük bir olay da hemen önleniyor ve maç sonrası olaya karışanlar birbirleriyle sarılarak öpüşüyorlar. Maç sonrası iki takım sporcuları tribünlere gidiyorlar, ultrAslanlar kendi takımlarına tezahürat yaparlarken bir anda Cadbury takımına da "Engelli Yıldızlar" diye tezahürat yapıp, salonu inletiyorlar. Spor sahalarında pek göremediğimiz bir tablo. Teşekkürler genç ultrAslanlar. Daha sonra internet sitelerine maçtan sonra gönderdiğiniz mesajlar bizleri daha da duygulandırmıştır. Bundan sonra daha büyük kitlelerle önümüzdeki maçlarda buluşmak üzere.
Yavuz KOCAÖMER
ultrAslan'ın alt grupları
ultrAslan BH
Tribünde daha çok liseli gençleri içinde barındıran ve eski açıkta teşkilatlanırlar.
ultrAslan SULTANS
uA-Karşı gibi yıllardır Kapalıda bulunan ve koreografi gibi tribün organizasyonlarında başı çekerler. Grafiti tarzı esprili pankartlar onların eseridir
ultrAslan TAYFA
Tribünün olmazsa olmazlarıdır. Kar kış yağmur çamur demeden deplasman deplasman dolaşırlar Galatasaray'ın peşinde. Kapalı Tribün'de ve Yeni Açık'ta bulunurlar.
ultrAslan KARŞI
Kapalı tribünün orta yaşlı arkadaş grubu. Orta yaşlı ama büyük koreografi çalışmaları onların eseridir. Özellikli pankartlar da hep onlardan çıkar...
ultrAslan UNI
T cetveli 'Out', sopalı pankart 'İn' diyen üniversitelilerin teşkilatlandığı grubumuz. Eski açık tribününün müdavimleri...
Tribün şovunda biz daha iyiyiz!
Genç F.Bahçeliler ultrAslan için ne düşünüyor?
ultrAslanlar ile her türlü dostluğumuz var. Onlar da bizim arkadaşımız. Ama tribün konusunda bize asla rakip olamazlar. Çünkü Genç Fenerbahçeliler'in tribün şovunu herkes biliyor. Bu bakımdan bizimle başedemezler tribün konusunda. Ancak onun dışında olaya baktığımız zaman, hepimiz aynı amaç için varız.
SEFA Genç Fenerbahçeliler Derneği Lideri
YA ultrAslan YA Gala's
BAZEN Kapalı Tribün çok kritik maçlarda birdenbire eski ruhuna bürünürdü. Baygın baygın maç seyrederken, bir düdük ya da bir sertlik karşısında tribünler, sanki yüz yıllık uykusundan aniden uyanmışçasına patlar, Avrupalıların "Cehennem" dediği atmosferi yeniden yaşatırdı. Ama artık o "Cehennem" belli anlara sıkışmıştı. Örneğin 3-2'lik Milan maçının son 20 dakikası gibi. Işıklar yandı ve herkes sırayla konuşmaya başladı. Takımın başarısına ters oranlı giden tribünlerden bahsettiler bazı arkadaşlarımız... Tribünlere gelen insanların birbirlerinden kopuk olduklarını anlattılar. Bu toplantı bu sorunları tartışmak ve çözüm yolları geliştirmek için düzenlenmişti. Toplantıya katılanların her biri Kapalı'da yer alan değişik arkadaş gruplarının önde gelen isimlerinden seçilmişti... Çünkü birlik ancak böyle sağlanırdı. Neticede ortak payda tekti: "Galatasaray..." Günümüzde tribün yükünü çeken kalabalık taraftar gruplarının organizasyonu artık bir zorunluluktu. Bu taraftar grupları, her şeyden önce dünyanın her yerinde kendilerini bir isimle anıyorlardı. "Brigade", "Irriducibili" ya da "Ultras" örneklerinde olduğu gibi. Ocak ayında düzenlenen toplantının bu yolda atılmış önemli bir adım olduğu daha sonraki gelişmelerle ortaya çıktı. O gün akşamın geç saatlerine kadar konuşulan konular arasında "isim" de vardı. Toplantıda hatalar ortaya kondu açıkça. Bu kadar verimli ve hatta "acımasız" bir özeleştirinin yapılabildiği ve daha da önemlisi, sonunda "ortak" bir "devam" kararının çıkabildiği bir toplantı herkese kısmet olmaz... Ama Galatasaraylılık duygusu her türlü olumsuzluğun üstesinden gelme gücünü vermişti bir kere. İlk toplantıdaki gündem maddeleri şunlardı :
* Misyon: Neden yeni oluşum?
* Hedef
* İlkeler
* Oluşumun içindeki kurullar
* Strateji
* Finansman ve kaynak modelleri
* Oluşumun isminin belirlenmesi
* Görüş ve dilekler
* Sonraki toplantı tarihinin belirlenmesi ve kapanış... İlk toplantıdaki gündem maddelerinin hepsi görüşüldü... İkinci toplantı ise yine aynı yerde, aynı saatte 3 Şubat 2001 tarihinde yapılacaktı. Birinci toplantıdan yenilenmiş bir heyecanla çıkanlar ikinci toplantıya kadar geçen kısa sürede "Yeni Oluşum" adını çevrelerine duyurmuşlardı bile... Kulaktan kulağa dolaşan "yeni grup kuruluyor" sözleri, tribün müdavimlerinde olumlu bir hava yaratmıştı. İlk toplantının resmi gündeminin dışında alınan ve oybirliğiyle kabul edilen önemli kararlardan biri şuydu: "Galatasaray tribünlerinde yeni bir sayfa açıyoruz. Kimse bu oluşumu, geçmişle kıyaslamasın ve karıştırmasın." Ama en önemli karar ise şuydu: "Bu oluşumun başlıca hedefi, tribündeki arkadaş gruplarının birbirlerini yakından tanımasını, tanışmasını ve Galatasaray'ımız için birlikte hareket etmesini sağlamaktır." Evet, bu en önemli hedefti... Yeni Oluşum, bu vizyonun gerçekleşmesi için gerekli kafa gücünü, yaratıcı gücü, maddi gücü ve kas gücünü bir araya getirecekti. İkinci toplantıya bu coşku içerisinde aşağı yukarı yine aynı isimler ilk toplantının devamını getirmek ve Galatasaray tarihindeki en önemli başlangıç olan son noktayı koymak için toplandı. İkinci toplantının gündemi işe şunlardı :
* Açılış ve geçen iki haftanın değerlendirilmesi
* Yönetim kurulu ve alt kurulların değerlendirilmesi
* Oluşum için isim önerileri ve oylaması
* Finansman ve bütçe
* İletişim
* Maç ve organizasyon takvimi ve icraatlar... Tüm bu gündem maddeleri görüşüldü ama en önemlisi elbetteki isimdi. The King, Ultras, Mania, Since 1905, Galatasaray Forever, Grup Sarı Kırmızı, Red Lions, Aslanlar, ultrAslan, Gala's, Platform, Kapalı, ASY gibi bir çok isim önerisi geldi. Bunların bazıları ön elemede çeşitli sebeplerden saf dışı edildi. Son turda isim önerileri arasında en radikal olanı yani "ultrAslan" kabul edildi.
Kaynak : http://www.takvim.com.tr/2007/01/16/spo129.html
28 Ocak 2007 Pazar
|