ultrAslan Yazı Dizisi (4)
4.Gün 18.01.2007
Yardımda da şampiyon
Türkiye'nin en büyük taraftar gruplarından biri olan ultrAslan, eğitime verdiği katkıyla gönüllere taht kurdu. Okullara defter, kitap, kalem gibi kırtasiye malzemeleri götüren efsane grup, son olarak Metin Oktay İlköğretim Okulu'nun öğrencilerine verdiği destekle bir kez daha ön plana çıktı.
***
Defter, kitap ultrAslan'dan
Metin Oktay... O, Galatasaray tarihinin en büyük sembol isimlerinden biri. Bir gün Ankara'dan ultrAslan yöneticilerine bir telefon gelir; "Burada bir okul var... Adı Metin Oktay... Ama okulun yardıma ihtiyacı var.." O an kollar sıvanır. Okula hem kırtasiye yardımı yapılır, hem de duvarları boyanır.
UltrAslan tribün liderlerine 2 seneönce Ankara'dan bir telefon gelir... "Burada bir okul var. İsmi Metin Oktay İlköğretim Okulu... Okul çok güzel ve büyük... Devlet tarafından yaptırılmış... Ama öğrencileri fakir aile çocukları.. Çünkü okul fakir bir semtte... Buraya yardım etmemiz lazım." Hemen harekete geçilir... İlk etapta iki araba dolusu Galatasaray logolu kırtasiye, diş fırçaları ve toplanan kitaplar gönderilir Ankara'ya. Okul çok büyüktür ama toplasan okulda 350- 400 kadar öğrenci vardır... Hepsi birer çiçek... Nur yüzlü çocuklar... Okulun bahçesinde ultrAslan heyetini görünce başlarlar bağırmaya: "RE RE RE RA RA RA GASSARAY GASSARAY CİM BOM BOM.." Belki içlerinde başka takım taraftarları da vardı... Ama onlar da Cim Bom Bom diye bağırıyolardı... Gönülden... Okul Müdürü çok babacan bir insandır. Onunla konuşulur ve okulun eksikleri öğrenilir. Sonra okulun dış cephe boyası yapılması gerekli olur. ultrAslanlar hem boya temininde bulundukları gibi, hem de işin işçilik kısmını da halleder ve baştan aşağı okulu boyatırlar. Bu arada okulun ön cephesine dev bir Metin Oktay posterini çerçeveletip asarlar... Hiç çekmez elini ultrAslan, Taçsız Kral'ın adını taşıyan bu okuldan... Okuldaki çocuklara spor malzemeleri lazım olur... Hallederler... Daha sonra okul futbol takımına şortundan, tozluğuna kadar bir forma yaptırırlar... Önünde ultrAslan yazan. Okul takımına ciddi bir antrenör bulunur, maaşını da ultrAslan öder... Bu arada elleri başka okullara da uzanmıştır ultrAslan'ın.. Samsun'da bir köy okulunun yanısıra İstanbul'da bir başka okula da kitap ve kırtasiye yardımı göndermişlerdir. Hatta bazı cezaevlerine, kütüphane kurmak için bir organizasyon bile başlatılmıştır.. Şimdi ise yine hummalı bir faaliyet vardır ultrAslan içerisinde. Metin Oktay İlköğretim Okulu'na kitap, kırtasiye ve giyecek kampanyası başlatmışlardır. Bir de mail adresi açmışlardır bu konuda yardım etmek isteyenler olabilir düşüncesiyle: okul@ultraslan.com
MERİÇ TUNCA
Sıkıntı yerini coşkuya bıraktı
Evet ultrAslan, tribüne çok hızlı bir giriş gerçekleştirmiş, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde oynana Deportivo La Coruna maçında "Dev Kalp" tasarımlı "Only You" bayrağıyla büyük ve ilk şovunu yapmıştı. Ama ultrAslan'ın en anlamlı (futbolu da aşan) gerçek etkinliğinin, hiç umulmayan bir alanda, basketbolda olduğunu pek kimse bilmez. 3 Şubat'taki 2. toplantıdan birkaç gün sonra müthiş bir iletişim zinciriyle Ahmet Cömert Spor Salonu dibine kadar dolduruldu. İlk gidilen maçta basketbolcuların şaşkınlığı ve sevinci görülmeye değerdi. Zira o güne kadar basketbol maçlarına 50-100 kişi giderken birdenbire 2 bin kişiyi tribünlerde görmeleri basketbolcuları çok heyecanlandırır. Bu destek basket takımına itici güç olur. O zamana kadar küme düşmesinden bahsedilen basketbol takımı, binlerce kişilik ultrAslan desteğiyle inanılmaz bir performans sergileyerek tehlike sınırından çıktığı gibi, play-off'a kalır ve ardından da çeyrek finale yükselir. Elendiği takımın Türkiye şampiyonu olması, takım-taraftar bütünleşmesinin varabileceği noktaya çok güzel örnekler..
Park Cafe'de genişletilmiş toplantı
Kurucular Kurulu'na verilen kontenjan referanslarıyla 29 Mart 2001'de Park Cafe'de yapılan 350 kişilik geniş katılımlı toplantı, ultrAslan felsefesinin ayrıntılı bir biçimde tartışıldığı ve geleceğe yönelik önemli kararların ortaya çıktığı coşkulu bir başlangıç noktası olur. Toplantıya Kapalı'da yer alan tüm arkadaş grupları katılır. Ayrıca Numaralı ve Açık tribünden de katılımlar olur.. Salonda esen coşkulu hava, yeni başlangıcın gerçekten enerjik olacağını gösterir. Toplantıya katılanlar arasında Fatih Altaylı ve Kenan Doğulu gibi tanınmış isimler de göze çarpar. ultrAslan, bu tarihten sonra internette daha kapsamlı bir hareket başlatır ve www.ultraslan.com sitesini kurar.
Sorular ve sorunlar
Bütün bu kuruluş dönemi boyunca, başlangıçta özlenen ve beklenen grup olma ruhu oluştu mu? Bu soruya hemen "Evet" yanıtı vermek veya kestirmeden "Hayır" demek elbetteki çok güçtür. Önceki yıllara göre çok büyük adımlar atılmış durumdaydı. İnsanlar artık birbirlerini daha iyi tanıyorlardı. Ve kaynaşıyorlardı. Önemli sıkıntılar yerini coşkuya bırakmıştı. Bu aslında çok önemli bir adımdı. Ancak ultrAslan'ı zorlayan bazı problemler varlığını sürdürüyordu. Maddi problem bunlardan birincisiydi...
Gazeteci gözüyle
Duyarlı aslanlar
Futbol aşkı, dünyada her dile çevrilen aşktır. Gönül verdiği renklerin temsilcisi olmak da, bu ülkedeki en ağır işçilik. Çünkü futbolun kalbidir taraftar. Hele tribünlere hükmeden ve maçı kazanmayı sağlayan gücün temsilcisi olanlar için. ultrAslan'ın bir özelliği var. Diğer takımlardaki taraftar grupları bütünün parçalarını oluştururken, onlar Galatasaray'daki tribün bütünlüğün kayıtsız şartsız temsilcisi. Futbol dışında da eylemleri var. Metin Oktay okulu için başlatılan kampanya bir harika. Metin Oktay denince, benim için akan sular durur. İnternet'teki çocuk pornosuna karşı yapılan ekran karartma eylemi, ultrAslan'ın sadece tribünlerde değil, toplumsal olaylarda da, ne kadar duyarlı olduğunun resmidir. Bu ülkenin her zaman"kardeş resimlere" ihtiyacı var. Çünkü futbol kadar, toplumu birarada tutan başka güç yoktur. Futbol aşkı, dünyada her dile çevrilen aşksa, o aşkın maestroları da, tribünleri yönetenlerdir. Düşmanın bile hapşırsa, "Çok yaşa"demek, futbolun da, taraftarlığın da şanındandır.
Hakkı Yalçın
Bir ultraslan'ın anısı
Beş dedik, 38 kişi gittik!
2001-02 sezonu ligin sonlarına doğru bizim kemik tayfa dernekte oturuyoruz.. Son anda olan organizasyon eksiklerinden otobüsle Samsun'a gidilemeyeceğini öğrendik. Abilerimiz 20-30 kişi uçaktan yerlerini almışlar öyle gidecekler... Bu maç şampiyonluk yolunda çok önem arz ediyor. En son dayanamadık Sebahattin ağabeyi aradık. "Reis biz maça gelmek istiyoruz izin verirsen" dedik. "Kaç kişisiniz?" deyince, '4-5 kişiyiz" deyiverdik. "İyi, gelin" dedi. Biz hemen çalışmalara basladık, inanılmaz bir telefon trafigi. Mustafa, tanıdığı vasıtasıyla bir otobüs buldu. İki saat içinde tam 38 kişi hazırdı! Sami Yen'in orada otobüs bulamayan bir çok kişi olacağından otobüsü başka yerden kaldırdık. Saat 12.30 sularında yola çıktık. Otobüs tam bir makaraydı, eğlenceli yolculuk sonunda Samsun girişinde polis aramasında durdurulduk. Yolcu bölümünden bir şey çıkmadı.. Ama bagajdan otobüse ait bir ve bir de ekmek bıçağı çıkınca derdimizi anlatmaya çalıştık ama pek dinleyen olmadı. Uzun süre bizi orada tuttular... İşin garip yanı ertesi gün "Galatasaray otobüsünde sopalar bıçaklar çıktı" diye gazeteler haber de yapmıştı! Aranma noktasından Sebahattin Reisi arayıp geldiğimizi bildirdik. Bütün abiler bir yerde yemektelermiş. Sebahattin ağabeyin yanına gittik "Hoşgeldiniz kaç kişisiniz?" dedi. Tabi biz "38" deyince şaşırdı. Durumu anlattık. Reis önce haklı olarak kızdı, çünkü bize de sağolsun 4- 5 tane bilet aldırmış. 38 kişi gelince bilet sıkıntısı yaşandı. Ankaralı kardeşlerimiz de bir otobüs yapmışlar gelmişler. Özkan Abi de tek başına atlamış bir otobüse gelmiş. Yani tüm kafalar ordaydı diyebiliriz. Biz içeri erken girdik. Bize ayrılan tamamen doldu. Ama ağabeyler hala ortada yoktu. Tribün dolunca kapıları da kapattılar. Tabi abiler gelince ortalık karıştı. Uzun süre görevlilerle tartışma yaşandı. Ama kapılar açılmadı. Bu sefer ağabeylerin dışarıda olduğunu yaptığımız tezahüratla bazı kişilere hatırlattık! En sonunda açıldı kapı... Ama bir yöneticimiz stattan sorumlu polis müdürünün "Güvenlik sebebiyle tribün kapısını açtıramam" demesi üzerine "Eğer açtırmazsanız dışarıda kalan gruba hiç kimse hakim olamaz. Daha büyük sıkıntı yaşarsınız" demiş. İşte açılma sebebi buydu. İçeride hem kalabalıktan, hem de yan tribünle taşlaşma yüzünden bayağı bir sıkıntı yaşandı. Yan tribünlere saldırmaya başladık. Sabahattin abi araya girmese daha kötü şeyler olabilirdi. Radu'nun attığı o golle 1-0 maçı kazandık. İnanıyoruz ki şampiyonluk Samsun'da geldi. İyi ki oradaydık!.
Selçuk Tunceli
Ankaragücü gecekondu grubu, ultraslan için ne düşünüyor?
Güzel bir simgesi, güzel bir duruşları var
ultrAslan deyince ilk önce Sabahattin ağabey, Yılmaz, Alpaslan, Savaş gibi arkadaşlarımız aklımıza geliyor. Dostluğu Anadolu'da özellikle Sabahattin Ağabey sağlamıştır. ultrAslan'ın güzel bir simgesi var ve güzel bir duruşları var. İstanbul'a gittiğimizde onlar bizi karşılar. Onlar geldiğinde de bizler onları karşılarız. Bize Ali Sami Yen'de çok yardımcı oluyorlar.
Ali İMDAT Ankaragücü Gecekondu Grubu Lideri
ultrAslan'ın alt grupları
ultrAslan Parçalı
Kapalı tribünde fanzin çalışmalarını onlar yürütür. Çalışma grubudur. İçerisinde aşağı yukarı her gruptan arkadaşımız yer almaktadır.
ultrAslan uğruna
"Kapalı tribünün dinazorları" diyebileceğimiz yaşlardaki arkadaşlarımızdır.
ultrAslan WEB- TEAM
www.ultraslan.com'u var eden, sürekli güncel halde tutabilmek için de gece gündüz demeden emek sarfeden çalışma grubumuzdur.
ultrAslan Radyo
G.Saray TV ve radyo hala açılamadı. Ama "Radyo ultrAslan 190.5" üç yıldır bu grubun gayretleriyle Internetten yayın yapıyor
NOT: ultrAslan'ın tribündeki alt grupları ve çalışma gruplarını tanıtımından sonra Yurtiçi ve yurtdışı temsilcilikleri tanıtılacaktır.
Kaynak : http://www.takvim.com.tr/2007/01/18/spo101.html
10 Şubat 2007 Cumartesi
|