Başkasının Aşkı
Başkasının Aşkı - Selim Arda Üçer - 15.03.2007
Arkadaşımın aşkısın Hakkım yok seni sevmeye Çıktın karşıma ne diye Sen başkasının malısın Kalbim bunu nerden anlasın Unutmam lazım çünkü sen Arkadaşımın aşkısın
Fecri Ebcioglu
Meğer başkasının aşkıymışsın sen Galatasaray, biz başka dünyaların çocuklarıymışız. Yabancıymışım ben sana, ötekiymişim…
Oysa seninle anne karnında tanışmıştım daha, babam fısıldamış seni o zamandan kulağıma. Seni ilk gördüğümde bayrakmışsın, hastaneden eve gelince beni bekleyen… Anlayacağın önce şarkılarına, sonra renklerinin uyumuna âşık olmuşum. Yanılmışım, baksana aşk değilmiş benimkisi, sempatiymiş…
Kendimi bildiğim günden beri, çıkarken heyecanlanırım Kapalı’nın merdivenlerini, sana ulaşmanın tarifsiz heyecanı ile. Kavuşmak o değilmiş meğer hakkım yokmuş seni sevmeye… Baksana sevgi değilmiş benimkisi, müşteri tatminiymiş…
“Liseli” annem götürmüştü müzene beni, okulunun bahçesinden geçerek. Bilseydim ‘tam Galatasaraylı olmak’ için o okulda okumanın gerekliliğini, daha çok çalışırdım emin ol sınavlara. Elimden geldiğince asılırdım derslere o yıllarda, çocuk aklımla senin on birini defterimin arka kapağına yazacağıma…
Armalara dikkatli bakmamıştım oysa ben; lise, cemiyet, kulüp demedim sevdim hepsini, renginden dolayı. Hepsinde sen vardın, hepsi senin sevdandı. Meğer öyle değilmiş işin rengi, sevmek bile şartlıymış seni… Baksana sevebilmek için seni yüksek lisans bile yetersizmiş, “lise” gerekliymiş…
En büyük hırsları senin istikbalin mevzu bahis olunca yakaladım kendimde, en büyük yıkımları sen üzüldüğünde yaşadım. Ancak teşekkür ederim, her zaman başımı dik tutmamı sağladın, her daim mutlu ettin beni… Gurur duydum senin asaletinden… Gurur değilmiş meğer dışarıdan konuklukmuş benimkisi… Bilememişim yerimi…
Sen sahada, salonda, havuzdaki benken; ben de tribündeki sen oldum hep. Radyoda, tribünde, televizyonda sıcaklığını hissettim. Zaman ve mekân kavramlarını sildiğimizi zannettim, uzakları yakın ettiğimizi. Boş bir hayalmiş hepsi, kafatasçılar en çok severmiş seni…
Sen kazandığında kaygısız gülerdim, tur atladığında uçarı çocuk olurdum sokaklarda… Yenildiğinde çığlık çığlığa uyanırdım, sabahları bulamazdım.
Oysa ben en çok kırmızı ışığı sevdim, sarıdan sonra geldiği için; çiçek alacaksam bordoya çalan gülü tercih ettim hep, uzun kış günlerinde en çok güneşi turuncuya çalarken seyretmeyi özledim…
Galatasaray,
Meğer ben ‘tam Galatasaraylı değilmişim’ ve sen başkasının aşkıymışsın…
Öyle dediler.
15 Mart 2007 Perşembe
|