 |
 |
|
Buyuk hata...Buyuk hata... Alpaslan Dikmen (20.08.2007) Tam 30 yıldır maçlara giderim. Bursa ise yakınlığı itibarıyla en çok gittiğim deplasmandır diyebilirim. Ancak, ilk defa bu hafta oynanan maç sonrası İstanbul’dan gelmiş olan Galatasaray taraftar otobüslerinin neredeyse stadı tavaf ettirmek suretiyle Teksas tribünü (Çekirge Caddesi) istikametinden götürüldüğünü gördüm. Halbu ki, İstanbul ve diğer illerden gelen ultrAslanların otobüsleri Emniyet Müdürlüğü yetkililerince stadın aşağı tarafında (spor salonu istikameti)bulunan otoparka çekilmiş, taraftarlar da oradan medeni bir şekilde yürüyerek gelmişti. Zaten stat önünde de bir sıkıntı yoktu. Sarı Kırmızı ve Yeşil Beyaz renklerdeki insanlar her köşede sohbet ediyorlardı... Internetten arkadaşlık kurmuş olan Galatasaray ve Bursasporlular buluşuyor; sohbetler ediliyor; birçok ultrAslan Kültür Park’ta ağırlanıyordu. Bursaspor tribününün önde gelen isimleri ise "Hoş Geldiniz" demek için G.Saraylıların yanına geliyor; misafirperverlik gösterebilmek için çırpınıyorlardı. Kısacası maç öncesi en küçük bir olay yaşanmamıştı. Dahası, güzellikler çok fazlaydı. Maç esnasında da, Teksas tribününde kendi aralarında çıkan bir tartışma harici en küçük bir şey olmamıştı. Maç bittikten yaklaşık 1 saat kadar sonra stattan çıkarılan Galatasaray taraftarı yavaş yavaş dağılıyordu; hemen stadın önüne getirilmiş olan otobüslere binen İstanbul’dan gelmiş olan taraftarlar ise büyük bir şaşkınlıkla her zamanki istikametten değil Teksas tribününün olduğu tarafa doğru götürüldüklerini farkettiklerinde Teksas tribününden 50-60 kişilik bir grubun ve tribün liderinin kendilerine "güle güle" demek için el salladıklarını görüyorlar ve aynı şekilde karşılık veriyorlardı. Ancak bu güzellikten 50-100 m. sonra sağdan soldan bir kaç taş gelince; şöförlere otobüsün kapılarını açmaları söylenir. Çünkü tribün alemini yaşayanlar bilirler karanlıklar içinden taş atan her zaman kaçar. İş büyümesin, taş atanlar tüysünler diye kapıların açılması söylenir. Ancak şöförler panik yaparlar ve çok hızlı gitmedikleri halde 3 otobüs birbirine çarpar. Bu zincir kaza esnasında otobüste bulunanlardan hafif yaralananlar olur. Ama otobüslerin durumu iyi değildir. Bu arada aşağı inenler doğal olarak sadece kaçan 3-5 insanı görürler. O esnada emniyet duruma hemen el koyar ama ortam biraz gergindir... Durumun gerginliği sebebiyle de sağa sola saldıran birkaç Galatasaraylıyı tribün liderleri yatıştırır ve otobüslere bindirirler. (Sonrası G.Saray taraftarı için tam bir eziyet aslında... Kırık camlarla istanbula dönüş; ayrıca kiralanan 2 otobüs daha... Ki bu otobüslerin kiralanmasında yine Teksas tribün liderleri yardımcı olmuşlardır.) Bundan başka da bir hadise yaşanmamıştır Bursa’da... Belli ki 3-5 zavallı ruhlu insanın yaptığı bir hadisedir bu. Doğal olarak bu hadiseden sonra akıllara takılan tek bir soru var; Neden İstanbul otobüsleri her zaman doğru istikamette, hiç kimseyle karşılaştırılmadan götürülürken bu sefer ters istikametten götürülmüştür? Ben bunu çok iyi niyetle şöyle yorumluyorum; Emniyet baktı ki, Bursa ve G.Saray taraftarları arasında en küçük bir hadise yaşanmadı. Hatta dostane görüntüler vardı. Maç sonunda da "Nasılsa bir şey olmaz" diye o istikametten götürüldüler. Ama her zaman en ince ayrıntıyı bile düşünen yetkililer üç beş sapığın mutlaka çıkabileceğini de düşünmelilerdi... Üstelik içi rakip taraftarla dolu otobüsler başlı başına sağlam bir tahrik sebebidir. Ayrıca çok kolay bir hedeftir. Keşke otobüsler ilk park edildikleri yerde kalsaydı; İstanbul’dan gelenler o saatte bomboş olan caddede 150 m. aşağıya yürütülseydi ve otobüsler o istikametten rahatça (her zaman olduğu gibi) İstanbul’a hareket etseydi! Olan milli servete ve hafif de olsa yaralanan insanlara oldu. Herkese geçmiş olsun! 20 Ağustos 2007 Pazartesi
|
|
